Dean West
Paylaşmaktan hoşlandığımı daha önce
söylediğimi hatırlamıyorum. İnsan neden özel olduğunu
hissettiği kişinin arka planında mutlu olabileceğini umar ki? Çok
saçma.. Zaten sana bütün olarak verilmiş her şeyi başta kendin olmak üzere
parçalamaya çalışarak amaca hizmet etmenin tatminliği sokuşturuyorsun
düşüncelerine. Hayır, kimse yok karşında bunları kabullenmemeni sağlayacak.
Elime ne mi geçti? Farkında olmadan ırzına geçen dakikalarından zevk aldığını
saklamayacak kadar çok şeyi aldım içime. Belki sürünerek yol alıyorum ama parmağı
kibir tutmuş çocuk işaretlerine odaklamıyorum da kimseyi.. Değer biçmek sorun
değil çünkü dokunan herkesin bir şekilde ödüllendirildiği bir bedenin içinde
yaşıyoruz. Sorun bundan sonrasına hizmet etmek ya da bir şeyler beklemekle
başlıyor. Çünkü konumlandırırken rota sormuyoruz kimseye ya da özelleştirirken
sıfat istemiyoruz kimseden. Ah yerlerimizi doldururken ki gururumuzu bir de okşatabilsek
yüklemlerle.. İşte burada tıkanıyor yollar. Çünkü değişmezin içine girmek,
karanlık odanın ortasında uyanmak gibi. Çok şey var çevrende, ama asla ışık
yok, ışığın yok..
Geriye adım atıp, olgun taklidi
yapıp, bir kaç tutamadığın nefesi paylaştığında rahatlayan belirtiler
göstererek atabiliyorum nefretimi. Ama yine de değer verdiğimi paylaşmak istemiyorum. Hadi
bencilliğin doruklarındasın, ruhunu hapse atsalar bedenim nerede diye
telaşlanırsın deyin bana. Verdiklerimin hesabını tutmaya çalışmak saçma fakat
aldıklarıma düşen sınırlı zamanı bölmeye de niyetim yok. Daha düşürdüklerim de
var ki onlar çoktan toz toprak olup uzaklaştılar benden. Tamam belki toz toprak
olmadılar sadece uzaklaştılar. Sonuç ? Zihinsel kontrol altına girmiş anıların
akıbetini hepimiz biliyoruz. Biraz efkar için meze yapılacak olanları
saklayarak rafa kaldırılmış değerler biçemiyoruz sadece. Fazlasına gerek var
mı? Ben devam ediyorsam gerek yok. Olmayacakta..