30 Haziran 2010

Kafa Notları: İyi Ki Gecesin


Bu gece erkenden hazırlandım senin için gelişini cümle aleme duyurdum tabi organlarıma belli bir kişilik yüklemiş oldum ama olsun maksat seni kalabalık karşılamak canım. Neyse biz bizeyiz gene bu da yeter. Senin çoğalan boşluğunda  oynanan kör ebe ile birbirimize ne kadar zarar verebiliriz diye kafa patlatabiliriz. Son bir detay eksikti. Penceremdeki çiçekleri aydınlatan balkonun ışığı, onu da açtıktan sonra herşey tam diyebiliriz. Uzaklara dokunabilmek adına yapılan en hayırlı işlerden biri seni davetsiz bir misafir görüp, en değerli davetliler gibi ağırlamak olsa gerek. Daha dün aynı yatağı paylaşıyorduk aslında biz  nerdeyse her zaman aynı yatağı paylaşıyoruz. Bakma sen çok yavşamayız birbirimize ama hep aynı beynin altında en ölümcül silahları saklarız birbirimiz için. Senden yana minnetarım bu aralar. O sihirli parmakların, kapkara ojelerin ve yumuşak dokunuşunla, kendimi karanlıklar ülkesinin prensi sanıp, belki de ilk kez şımartılmanın verdiği aşalayıcı sevincle boğuşmaktayım. Boğuşuyorum çünkü alışkın değilim. Garip reaksiyonlar veriyorum, sistemde yer yer kaymalar, ana tema da ise derin bir göçük oluşmuş durumda. Vaziyet bu iken fazla azdırmadan düşünceleri en iyisi kuytu bir köşede kendi yaşam mahalimi oluşturmam olacak Gece uzun ne de olsa bir şişe içki yeter mi bilmem ama meze olarak biraz melankoli saklamıştım. Sanırım biraz düşünceliyim. Tabi düşünceli olmak hangi anlamda bu çok önemlidir. Bir seri katil de çok düşünceli olabilir sonuçta. Seri katillere ayrı bir saygım var ama hep içimde saklarım, çok psikopatça duruyor dışarıdan bakınca. Tek başıma bu konu hakkında daha fazla görüş belirtemiyeceğim hafif tırsıyorum.
        
Biraz günümü nasıl geçirmişim diye inceden eşeleyince hafızama aslında kazınan birçok şey olduğunu farkettim. Yaşadıkça biriktiriyoruz ama çoğu zaman geri dönüp biriktirdiklerimize bakmıyoruz. Nedir bu geri dönememe egosu anlamış değilim. Sen en kötüsünden ders çıkarcaksın ki en iyisi gerçekten en iyisi olabilsin. Ne yazık ki saçma sapan duygularla büyüyoruz ve ufak bir akıntının hep kendini içine çeken girdabından başka bir şey olamıyoruz. Daha çok gerçekleri yuttukça midemiz bulanıp bir o kadar yalan kusuyoruz. Bir kısım nedenleri reçete yapıp doktor kılıklı akıl hastalarına güveniyoruz. Kim neyin neresinde olduğuna dair hiç bir fikri bile yokken, birden kime diktirdiği bilinmeyen sahte mantık zırhını giyip sağa sola oklar savuruyor. Ölmek için bir kutu ilaç içmek daha acısız olur bence. Sen teksin, aslında daha neleri içinde barındırğını bile bilmiyorsun, sana yol gösterecek birkaç meleğe bile sahipsin sadece bir an olsun dur. Gökyüzüne bak, kollarını aç ve düşün, gönüllü bir ruh bulabilirsin belki içinde sana yardım edebilecek..  iYi Kİ GECESİN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

my cracks

Hızımı alamadım

Related Posts with Thumbnails