5 Ocak 2011

Kafa Notları : Herşey Mevsim Normali

Bu aralar yatağımda beni iteleyen bir güç aranıyor, aslında uykuyu hiç sevmem ama sorun şurada hem gece ayakta kalayım hem sabah erkenden uyanayım hem de günümü dolu dolu geçireyim zihniyetime söz geçiremediğim için e haliyle vücudu bir yerde uykuyu difüzyonla zihnime sokup beni yatağa bağlıyor. Bir de şu telefonun alarmını kurup yerini ezbere bildiğiniz baş ucunuz varsa ve kısa belleğiniz de biraz sersemse alarmı duymuyorsun bile. Buraya yazmaya başladığım ilk zamanlarda kendime düşman bir yanım vardı  her neyse konuyu telefonun alarmını kurup odanın en uzağına koyduğuma bağlayacaktım olmadı. Bir nevi kişisel işkence başlangıcı diyebilirsiniz. Fakat işe yaradı, alarmı kalkıp kapatmadım belki ama bitene kadar bekledim ve güne kendi kendime sinir olarak başladım. Tek başına koca bir evde uyanmayı o kadar özlemişim ki istediğim şekilde fiziksel sınırları zorlayan esmene hareketlerimi yapabildim. Hazır konu bir şeyleri özlemekten başlamışken devam edeyim. Yemek konusunda benim için en can alıcı nokta sabahleyin yapılan, mümkünse benim hazırladığım kahvaltılardır. Boş fincanı dolaptan alıp şöyle bir masaya uzaktan baktıktan sonra çayı doldururken neşelenen yüz ifadem var ya baharda uçuşan kelebeklere nispet eder gibi. 
Mevsim normallerindeki İstanbul'un sabahları içime giren sert bir soğuğu var, bedeni bir kaç saniye şoklayıp düşüncelerin tekrar atmasını sağlıyor. Gün içerisinde sıkış sıkış dolmuşlarda yapılan yolculuklar çeşit insan profillerini inceleme açısından oldukça elverişli ortamlar. İçeride santimlik yer bırakmayan şoföre çemkiren teyzem her zaman var o dolmuşta, dolmuşa binerken ortalarda olan sonra itelene itelene şoförün yanına kadar giden, kaşla göz arası muavine dönüşen zavallı kız yine orada. Tabi kulağına bastığı müzikle dünyayla alakası olmayan şu cool gençte, biraz arkalarda yine yer edinmiş kendine. Kısıtlı sahil güzergahında soğuktan kabarmış boğaza kaçamak bakışlar atıp günümün yeterli mavi tonunu içime çektikten sonra azalan oksijen oranından kaçarak kurtarıyorum kendimi. Depoladığım birkaç kararla ve henüz farkına vardığım hayatımla daha da eğlenceli olmaya başlıyorum. Burası iyi sen istersen yanıma oturabilirsin diyebilen az düşünceli, kafası çok menteşeli arkadaşlarımı anlamamak elde değil. Kocaman bir nefesi daha  içime çekip, kimin kafası daha dumanlı diye düşünmektense senin, benim çikolata kaplı korkaklığıma sulanman daha mı iyi? Kuyudan daha çok su çıkartan hayatta kalacaksa geçen zamana selam çakmak en asil davranışımız olsun dimi..





She came over and asks: Do you want to dance?
And I said: Yes!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

my cracks

Hızımı alamadım

Related Posts with Thumbnails