1 Ocak 2012

Kutsal Görev


Farklı zamanların içine neler koyuyoruz ki, başımızı dönüp dolaşıp aynı deliğe sokarak tatmin olmaya çalışıyoruz? Bir türlü çember geometrisinin içinden çıkamayan rutinlerimizi çok mu fazla seviyoruz? Acaba sessizliğe olan ilgisizliğimizi ve basite düşürme dediğimiz zırvayı çok mu ciddiye alıyoruz? Sürünmeye devam edebiliyorum diye keyfin yerindeyse, kafanın içindeki düşünceleri ezip geçen zihniyete saygı duyman gerekir. İsteklerini bir kağıda not edip yer çekimine bıraktığında, zaten seçenekler sonsuzdan bire iniyor. Yaptığının ayıp olduğunu söyleyecek boş duvarlar var ama senin gözlerinin önünde uyuşturduğun ve sevmediğin kalbini bu işe karıştırmana gerek yok. Aramızda derken herkes ciddi gözükür. Peki ya aramıza aldıklarımızın içimize ne ara girdiğini bilen birine rastladınız mı? Çıkanlara engel olamıyorsan tek sebebi budur! Benim sorunlarımı dinlemenize gerek yok, derdim farklı, güvenin bana. Karar vermemiz gereken şeylerin bu kadar bölünerek önümüze gelmesi, puzzle şekline olan fantezilerimizin somut gösterisi olsa gerek. Tek boyutlu düşünceyi benimsemiş bebek bedenimize hakaret etmek istemeyiz bence. Aslına bakarsan amaçlar o kadar belli ki, ışıkları kapadığında ilk karşına çıkan onlar. Kimse onları yerleştirmeye bile tenezzül etmemişken, uzuvların doğru yolu sahipleniyor senin yerine. Beynini soktuğun yerden çıkarmaya da tam bu sırada başlıyorsun. Ya da uyuşturucu dilenip daha derine yerleştirerek zevk alıyorum demenin en iğrenç boyutlarında tatmin ediyorsun kendini. Kızmıyorum, benim ait olduğum her şeyi becermek gibi kutsal bir görevim var.. Ya senin diğerlerinin içinde ne işin var?

Hepimiz fazlayız derken de ciddi görünebiliriz. Hatta üzerine yükleyip bir kaç adım bile atarız. Bizimkisi, başlarken dağılan orospu moralimize bıraktığımız zaman kaybından başka bir şey değil. Seni durduran şey neyse, ona gösterilen saygı doğrultusunda ilerliyor hayatın. Küfürlerle aramız iyi olmasaydı, bizi kötü yapan şeyleri nereden bulurduk ya da bizi kötü yapanı sözcüklere saklayarak aslında nereye tohumladığımızı sır saymak ne kadar adalettir? Önemseyeniz var mı? Sıkışan ben olduğumda, umurumda olanın benden alakasız olması, basit bir yalan sadece. Buna iyilik adını verdiğin an toprak ile buluşacaksın. Uyanır mısın bilmem, uyanmasan daha iyi..


Bu arada çaktırmadan yeni yıla da girmiş olduk.
Mutlu yıllar.

Bu yazıyı yazdıran şarkı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

my cracks

Hızımı alamadım

Related Posts with Thumbnails