21 Eylül 2010

Hayal Notları:Yalnız Adamın Doğum Günü

Çok fazla dem var bu kederin içinde. Yarım mutluluklarla servis yapılan yıldönümü pastasıyım sanki. Işıkları kapalı dünyanın, ayıcığıyla uyuyan çocuklarıyız sanki. Kandırılmışlık hissi ile attığın suçlu adımların birer hesabı olmalı diye kendini cimciklerken, daha fazla büyüyen gözbebeklerinde bir satır yazı belirir. Pek hoşuna gitmez ama yine de seversin işte ya da bari bugün seveyim dersin. Merdivenlere gelince, basamaklar, beden yüksekliğinden  atılmış hayal kırıklarıklarıyla doludur. Birkaç saniye yumar gözlerini, aldığı derin bir nefes vardır çok eskilerden, çocukluk yıllarından.. Aralanan dudağından, çıplaklığını hissettiği dişleri, ısırınca yaşadığı zamanı, açar gözlerini kapı önünde. Bir elini duvara yaslar, azıcık soğuktur. Ellerini düşünür, avuçlarında son aşkının sıcaklığı gitmemişken üşümesi, artık kesinlikle yaşlanıyordu. Birşeyler onsuz karar almaya başlamıştı, gidenleri düşündükçe, kalanlarını, kalıntılar arasında bıraktığından beri böyleydi hayat.. Sanırım dediği bir anda zile dokundu eli. Zihnine dokundu demeliydi, isteyerek yapmacaktı bu gece olanları, öyle anlaşmıştı kendisiyle. Tereddütüne sahip çıkamayacağını anladığı anda kapı açıldı. Çok gülmüyordu ama güzel bakıyordu, hep böyle baksaydı keşke dedi sessizce. İçinde, sabah üzeri içki sofrasından evine dönen, sorumsuzluğuna sorunlar eklemiş bitkin bir koca izleri varken çok zor gelmişti salona kadar yürümek. Bildikleri yüzünden yıllarca çektiği eziyetin yeni bir yaşın henüz başında, yine yanında olması, arkasına dönmesine neden oldu. Bir pencere, biraz duman, biraz bulut ve birkaç yıldızdı aradığı. Ne yazıkki çekiliydi perdeler, meraklı komşu gözlerine. Yine biliyordu yine deniyordu ve yine sadece bilmenin, sadece birkaç kalp atışı kazandırmasından başka hiçbir şey kazandırmadığını göremiyordu. Birkaç düşünce onu salona kadar getirmişti. Işıklar yandığında, kulağına gelen ilk sesle beraber büzüşen midesi,  kalbine doğru akan gözyaşlarını tetikliyor gibiydi. Somut bir iz aradı, bıraktıkları arasında hayalden öte bir şey kalmamıştı ellerinde.. Başını eğip kalbine baktı;

Sensiz bir yıl daha geçti sevgilim..

2 yorum:

  1. o, ''bir satır yazı'' değil midir zaten, insanı çıkışa götüren, aynadaki bir yansıma gibi sana sarılan, benzeyen...

    YanıtlaSil
  2. içine doldurduğumuz duyguları hissedebilenler için, evet..

    YanıtlaSil

my cracks

Hızımı alamadım

Related Posts with Thumbnails