9 Eylül 2010

Mim Notları: Hayallik Hediyeler



Blogger saçma bir tutukluk içine girince imdadıma word koştu. Ben böyle boş zamanlarımda kendime hayaller havuzu yaratıp saatlerce içinde yüzerim. Sevgilimden nasıl bir sürpriz yapmasını isterdim sorusuna da bu anlarda cevap verdiğim olmuştur ama biraz doğaçlama davranarak şuan kalp atışlarıma güzel bir ahenk getirecek şeyleri yazmak istiyorum. Bu cümleye başlarkenki sessizlik yerini yağmurun dansına birakması azıcık etkilesede yine hayallerimin bana özgü süsünü bozmak istemiyorum.

Şimdi olay şöyle başlıyor; dışarda tabiat ana yeryüzünde cüm canlılara küfredercesine tüm yağmur damlalarını dünyaya yolluyor. Bende kulağım da hafif bir müzik (arco-lullaby) kitabımı okurken her sayfa çevirişimde yağmurun söyleşisine ücrezsiz davetiyelerle katılıyorum.  Yatağa uzanmışım ve laptobumda senin fotoğrafın açık, arada kaçamak bakışlar atmayı seviyorum sana. Derin nefesler alıp aldığım oksijen oranını  seninle özleştiriyorum.  Bu sırada masanın üzerinden ahşapla sevişen telefonumda ondan bir mesaj beliriyor.  Mesaj ;  “Benimle ıslanırmısın? Not: Bir saat sonra başladığımız yerde.” Heyecandan 3-4 defa okuyorum mesajı  ve gerçeklik ile heyecan arasında ritmini kaybetmiş bir kalbe hükmediyorum, hazırlanıp saatin yaklaşmasını bekliyorum. Başladığımız yer zira bana 10 dk uzaklıkta ama ona biraz uzak, evden yeni çıkmış olmalı. Geçen sürede hızlanan yağmura bakamıyorum, mesajdan sonra bakışlarımla kirletmek niyetinde değilim yağmuru.  Bir taksiyle oraya vardığımda onsuz ıslanmaya başlamamak için çabucak kendime sığınacak bir yer buluyorum. Genelde biraz erken giderim buluşmalara. Galiba oda bunu bildiğinden 1-2 dk sonra taksiden indiğini görüyorum.  Hızlı adımlarla ona doğru yürürken,  içimden ona söylediğim bütün sevgi sözcüklerini tekrarlıyorum ve sonrasında, yeni doğan bir bebeğe sarılan anne gibi sarılıyoruz birbirimize. Aramıza giremeyen yağmur damlalarının kızgınlığından olsa gerek bir dakikada sırılsıklam oluyoruz ama pes etmiyoruz, yavaşca yürüyüp birbirimizin gözlerine bakarken yüzümüzdeki gülüğün güzelliğini merak ediyoruz. Oturacak bir yer buluyoruz, zaten çok da kafa yormuyoruz zira hayat önceliğini biraz önce kaybetti. Zamanın sancıları arasında hissediğimiz tek şey, yağmurun bedenimize kazıdğı aşkımız. Dudaklarımız, tenlerimiz arasındaki evlilikten doğan ikiz bebekler gibi birbirinden hiç ayrılmıyor. Üşüyoruz, üşüdükçe daha sıkı sarılıyoruz birbirimize. Ayrı bedenlerdeki tek ruhun şımarıklığında saatler geçiriyoruz..

Biz zaten aynı şeyleri istiyorduk,
o gün bana hediye ettiği nefesi en güzel hediyemdi..



Celly e mimlediğinden dolayı teşekkürler

2 yorum:

my cracks

Hızımı alamadım

Related Posts with Thumbnails