21 Ağustos 2010

Kalp Notları: Saklambaç Oynar mısın?


Kararsız her yanımı dondurmak istiyorum. Bana sundukları soru işaretleri, bir akşamüstü deniz kenarında denize sorarak, içine bunalım sokulmuş ruh halleriyle çözülecek sorular değil. Canım sıkılıyor denemez ama bir şeylerin ters gittiğine dair alarm vermekte bedenim. Ne yapabilirim bilmiyorum. Yaşadıklarımı kaşıdıkça içleri acı dolan tırnak aralarım var. Birikmişliğin verdiği yoğunluk aslında gitgide hafifleyen ruhun terazi yanıltmacalarından başka bir şey değil. Kendine koyduğun sınırları aştıkça beynin otomatik sorular meydana getirir. Kapatırsın gözlerini seçenekler gelir, biraz daha sıkarsın gözlerini cevabı da söylesinler diye ama sadece netleştirirler sen daha iyi ezil daha çok hisset damarlarında kararsızlığı diye. Belli bir süre peşinden gelirler. Sen oynatırken masumca parmaklarını havada şekiller yaratmak için, hayalet bakışlar atarlar zihnine. Gündüz kabusları yaşarsın ve gözlerini açmak kurtaramaz seni. Zaten diri diri gömülmek için seçilmişsindir neden vahşetin içinde iyilik ararsın ki? Beyin kıvrımlarin uyuşarak yasını tutar, belki bir kaç implus vardır göz yaşlarına izin verecek..

Değişen değişkenlere halen sabit gibi bakmak benim ahmaklığım olsa gerek. Bunu görmemezlikten gelmekte yine benim güçsüzlüğüm. Hataları omuzlarıma koyuyorum. Belki bir rütbedir bir tek kurşun dahi atamadığım savaştan. Bak yoruldum demiyorum çünkü koşmuyorum. Sadece ufak adımların toprağa bırakacağı izleri düşünüyorum. Gelecek zamanla biten cümlelerden nefret ederken yine gelecek zamana kusuyorum her detayımı.

Bu yazıyı yazarken o geldi. Belki de son gelişi bilemiyorum ama hayatım da ki her şey gibi yazım da yarım kalsın istiyorum. Yazmıyorum!

2 yorum:

my cracks

Hızımı alamadım

Related Posts with Thumbnails